28 Nisan 2016 Perşembe

Şair Padişahlar, mahlasları, şiirleri...

Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gazi ile başlayan şiir yazma geleneği, 36 Osmanlı padişahından 26'sında devam etti ve 'Sözün Sultanları' da olan bu padişahlar, duygularını dize, beyit, gazel ve kasidelerle dile getirdi. II.Murat’tan itibaren Osmanlı Padişahlarının birçoğu şairdi. Şair Padişahların divan edebiyatı ananesince ad yerine kullanmış olduklarımahlasları vardı.
Şiirler yazan Osmanlı Padişahları ve mahlasları:
Osman Gazi
II. Murad- Muradi (İstenerek ümid ederek beklenen. Arzu edilen şey.)
Fatih Sultan Mehmed- Avni (Yardım)
II. Bayezid- Adli (Hakkaniyet. Adâlet üzere oluş)
Şehzade Korkut -Harimi (Çekinmez. Kayıtsız kimse.)
Cem Sultan
Yavuz Sultan Selim
Kanuni Sultan Süleyman-Muhibbi (Seven sevgi besleyen anlamında muhible ilgili)
II. Selim
Sultan Mehmed
Şehzade Mustafa
Şehzade Cihangir
Şehzade Bayezid
Sultan III. Murad
Sultan III. Mehmed -Adni (Vatan tutmak Cennette bir makam adı)
I. Ahmed- Bahti (Kader. Tâli. Uğur. Alın yazısı. Kısmet. İkbal.)
II. Osman- Farisi (Acemce Farsça. İran'la alâkalı)
IV. Murad -Muradi (İstenerek ümid ederek beklenen. Arzu edilen şey.)
IV. Mehmed
II. Ahmed
II. Mustafa -İkbali (Baht açıklığı, Talih, Refah,)
III. Ahmed- Necib (Soyu ve nesli temiz aslı kerim olan. Cömert. Asilzâde. Güzel huylu ve ahlâklı)
III. Mustafa -Cihangir ( Meşhur cihanı zabteden fâtih.)
III. Selim- İlhami (İlham ile elde edilen ve nâil olunan. İlham ile alâkalı)
II. Mahmud -Adli (Adâlete mensup adâletle alâkalı ilgili.)

OSMAN GAZİ  “İSTANBUL'U AL, GÜL BAHÇESİNE ÇEVİR”
Osmanlı devletinin kurucusu Osman Gazi'nin yazdığı şiir şöyle:

“Gönül kerestesiyle bin,
Yenişehir ü Bazar yap,
Zulm eyleme rençberlere,
Her ne ider isen var yap.

Eski Yenişehri bari,
İnegöl'e dek hep varı
Kırıp geçirip ağyarı,
Bursa'ya dek yık tekrar yap

Kurd olup girme süriye,
Arslan ol bakma geriye
Çar edih hayli çeriye
Dilgeçidi'ni hisar yap

İznik şehrine hor bakma
Sakarya su gibi akma
İznikmid'i de al bıkma
Her burcından bir hisar yap

Osman Ertuğrul oğlusun
Oğuz Karahan neslisin
Hakk'ın bir kemter kulusun
İslambol'u aç gülzar yap”

Osman Gazi'nin şiirine günümüz Türkçesiyle bakıldığında ise, son kıtada “Osman, Ertuğrul oğlusun, Oğuz soyundan ve Karahan neslindensin. Sen Allah'ın aciz bir kulusun, mertebeni artıracaksan eğer, İstanbul'u al, gül bahçesine çevir...” sözleri dikkat çekiyor.

“AVNΔ FATİH SULTAN MEHMET
Sultan II nci Murat'ın dördüncü oğlu. Yedinci Osmanlı padişahıdır. Manisa'ya vali atandığında henüz çocuktu. Babası tahtan çekilince 1444'te tahta çıktı. Ancak düşmanların baskısıyla tahtan çekilerek (1446) babasının yeniden tahta çıkmasını sağladı. Babası Sultan II nci Murat'ın 1451 yılında vefatı üzerine ikinci kez tahta çıktı. İyi bir asker olduğu kadar büyük bir alimdi. İstanbul'u fethetti İstanbul'u fethetmesinden sonra "Fatih" lakabıyla anılmıştır. İstanbul'un fethi Orta Çağ'ın sonu Yeni Çağ'ın başlangıcı olmuştur. Bundan dolayı Fatih "çağ açan hükümdar" olarak da tanınır. Fatih çıkardığı yasalarla devleti önemli ölçüde yeniden biçimlendirmiştir. Osmanlı topraklarını 25 kat genişletti. Yunan felsefesini iyi bildiği gibi İtalyanca Latince Rumca Slavca Fransızca İbranice Geldanice dillerini bilirdi. Şiirlerinde Avni mahlasını kullanırdı. Avni zühd ve takvadan uzaklaşarak hakiki sevgiliye benliğini yok ederek kavuşan bir sofi olur ve Mirât-ı dil cemâline âyine-dârdur mısrasını yazar.

'Aşk Bir Hazinedir'
Sultan 2. Murat'ın şiirlerinde 'Muradi' mahlasını kullandığı görülürken, oğlu Fatih Sultan Mehmet'in de edebi adının yani mahlasının 'Avni' olduğu biliniyor. Şiirleri bir divançede (küçük divan) toplanan Fatih Sultan Mehmet'in bir gazeli de şöyle:

''Aşk ile viran eden gönlünü ma'mur istemez
Hatırın mahzun eden bir lahza mesrur istemez
Haksar olup hevayile gubar olan gönül
Hak-i rah-ı yardan bir dem özün dur istemez
Hoş gören akıl fena tavrını şöhret gözlemez
Künc-i uzlet isteyen kendüyi meşhur istemez
La'l-i naba meyl kılmaz bağrını pür-hun eden
Damenin pür-eşk eden lü'lu-yı mensur istemez
Aşk nakdi bir hazinedir ana yoktur zeval
Malik olan Avniya bir gence güncur istemez''
Fatih Sultan Mehmet'in gazelinin son bölümüne günümüz Türkçesiyle bakıldığında; “Ey Avni, aşk yok olmayan (gerçek) bir hazinedir. Ona sahip olan (kişi dünyada nice kıymetli) hazinelere sahip bir hazinedar olmayı istemez.” (Yani aşk hazinesi, bütün hazinelerden değerli, aşk sultanı bütün dünya sultanlarından üstündür).
Kimsesiz Hiç Kimse Yok
Hiç kimse yok kimsesiz
Herkesin var bir kimsesi
Ben bugün kimsesiz kaldım
Ey kimsesizler kimsesi
Kimse aradığım yollarda
Kimsesizlik kimsem oldu
Dinsin artık hicranın cana
Kimse aradığım yollar
Kimsesiz kimselerle doldu
*************************************
Ağlasa derd-i derûnum çeşm-i giryânım sana
Ağlasa derd-i derûnum çeşm-i giryânım sana
Âşikâr olurdu gâlib râz-ı pinhânım sana
Avnî (Fatih Sultan Mehmet)

“MUHİBBİ” KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN
Kanuni Sultan Süleyman'ın ünlü gazeli... Süleyman'ın ''Muhibbi'' mahlasıyla yazdığı gazeli  şöyle;

''Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi,
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi,
Saltanat dedikleri ancak cihan gavgasıdır,
Olmaya baht ü saadet dünyede vahdet gibi
Ko bu ayş u işreti çünkim fenadır akıbet
Yar-i baki ister isen olmaya taat gibi
Olsa kumlar sağışınca ömrüne hadd ü aded
Gelmeye bu şişe-i çerh içre bir saat gibi
Ger huzur etmek dilersen ey Muhibbi fariğ ol
Olmaya vahdet cihanda kuşe-i uzlet gibi''
Hayatında pek çok sefere savaşa şiire söze koyduğu kanunlara yapılara ki en önemlisi ve en güzeli Mimar Sinan’ın ifadesiyle "Padişahım sana öyle bir cami inşa ettim ki kıyamete değin ayakta duracak." dediği Süleymaniye ‘ye isim veren, hayat veren padişahın Hürrem Sultan’a olan aşkı da dillere destan olmuştur. İşte ona yazmış olduğu bir gazel:
Celis-i halvetim varım habibim mah-ı tabanım
Enisim mahremim varım güzeller şahı sultanım
Hayatım hasılımömrüm şarab-ı kevserim adnim
Baharım behçetim rüzum nigarım verd-i handanım
Neşatım işretim bezmim çerağım neyyirim şem’im
Turuncu u nar u narencim benim şem’-i şebistanım
Nebatım sükkerim gencm cihan içinde bi-rencim
Azizim Yusuf’um varım gönül Mısr’ındaki hanım
Stanbulum Karaman’ım diyar-ı milket-i Rum’um
Bedahşan’ım ve Kıpçağım ve Bağdad’ım Horasanım
Saçı varım kaşı yayım gözü pür fitne bimarım
Ölürsem boynuna kanım meded he na-müsülmanım
Kapında çünki meddahım seni medh ederim daim
Yürek pür gam gözüm pür nem Muhibbi’yim hoş halim!
Muhibbi (Kanuni Sultan Süleyman’ın mahlası)

Bugünkü dille:
Benim birlikte olduğum sevgilim parıldayan ayım
Can dostum en yakınım güzellerin şahı sultanım.
Hayatımın yaşamımın sebebi Cennetim Kevser şarabım
Baharım sevincim günlerimin anlamı gönlüme nakşolmuş resim gibi sevgilim benim gülen gülüm
Sevinç kaynağım içkimdeki lezzet eğlenceli meclisim nurlu parlak ışığım meş’alem.
Turuncum narım narencim benim gecelerimin visal odamın aydınlığı
Nebatım şekerim hazinem cihanda hiç örselenmemiş el değmemiş sevgilim.
Gönlümdeki Mısır’ın Sultanı Hazret-i Yusuf’um varlığımın anlamı
İstanbul’um Karaman’ım Bütün Anadolu ve Rum ülkesindeki diyara bedel sevgilim.
Değerli lal madeninin çıktığı yer olan Bedahşan’ım ve Kıpçağım Bağdad’ım Horasan’ım.
Güzel saçlım yay kaşlım gözleri ışıl ışıl fitneler koparan sevgilim hastayım!
Eğer ölürsem benim vebalim senin boynunadır çünkü bana eza ederek kanıma sen girdin bana imdad et ey Müslüman olmayan güzel sevgilim.
Kapında devamlı olarak seni medhederim seni överim sanki hep seni öğmek için görevlendirilmiş gibiyim.
Yüreğim gam ile gözlerim yaşlarla dolu ben Muhibbi’yim sevgi adamıyım bana bir şeyler oldu sarhoş gibiyim. Bir hoş hale geldim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder